



IGF-1, yaşam süremiz boyunca çeşitli biyolojik işlevleri yerine getirir. Bu işlevlerden en önemlilerinden biri, sağlıklı bir kan dolaşımını sürdürmektir.
Güçlü bir kan dolaşımı, dokularımızın ve organlarımızın sağlıklı şekilde çalışması için hayati öneme sahiptir.
IGF-1 seviyelerimiz, genellikle 45 yaş civarında doğal olarak azalmaya başlar ya da belirli genetik rahatsızlıklar nedeniyle az üretilir.
Yürütülen uzun süreli araştırmalar, IGF-1 seviyelerinin yaşlandıkça veya yeterli olarak üretilemediği durumlarda olumlu sağlık sonuçları açısından korunmasının önemini göstermiştir.
cGP (Siklik Glisin-Prolin), vücudumuzun doğal olarak ürettiği önemli bir moleküldür. Temel görevi, İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü 1 (IGF-1) adlı hayati bir hormonun işlevini düzenlemektir.
Vücut sağlığımızı korumak için bazı durumlarda cGP'ye ihtiyaç duyarız.
Düşük cGP ve IGF-1 seviyeleri, organlarımıza giden kan akışını bozar. Bu da organların hayati ve sağlıklı kalabilmeleri için ihtiyaç duydukları besinleri alamamasına yol açar.
Düşük cGP/IGF-1 seviyelerinin erken belirtileri arasında, yaşa bağlı veya genetik etkenli tipik semptomlar yer alır: zihinsel yorgunluk, odaklanma eksikliği, ruh halinde bozulma, kötü uyku ve hafıza sorunları.
IGF-1 seviyelerinin düşük olması, uzun süredir araştırılmakta olup birçok nörodejeneratif, kardiyovasküler ve nörogelişimsel durumla ilişkilendirilmiştir. IGF-1 eksikliğiyle bağlantılı rahatsızlıklar arasında Alzheimer Hastalığı, yüksek tansiyon, Parkinson Hastalığı ve demans yer almaktadır.
Sağlıklı bir kan dolaşımı aşağıdaki konularda yardımcı olur:
Besin taşınımı: Bu, oksijen ve diğer temel besin maddelerinin organlarımıza etkin bir şekilde ulaştırılması anlamına gelir ve organların genel sağlığını ve işlevini korur.
Zararlı atıkların uzaklaştırılması: Hücrelerimiz ve dokularımız günlük görevlerini yerine getirirken metabolik atıklar üretir. Bu atıkların birikmesi kan akışını engeller ve kötü sağlık sonuçlarına yol açar.
Onarım ve bakım: Etkili kan dolaşımı, yaraların ve hasarların iyileşmesi için gerekli olan besin ve oksijenin sağlanmasını garanti eder, böylece komplikasyon riskini azaltır.
Sağlıklı yaşlanma: Güçlü bir kan dolaşımı, yaşa bağlı semptomların başlangıcını geciktirdiği ve daha sağlıklı bir yaşlanmayla ilişkilendirildiği için daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmemize yardımcı olur.
IGF-1 seviyeleri azaldığında, vücudumuz bu hormonun işlevini korumak için doğal olarak cGP üretimini artırır. Ancak yaş, stres, genetik rahatsızlıklar ve diğer yaşam tarzı koşullarıyla birlikte cGP’ye olan ihtiyaç artarken, vücudumuz bu talebi karşılayacak yeterli cGP'yi üretemez.
Bu durum kan akışını bozar, organların işlevini yitirmesine neden olur ve yaşa bağlı semptomların ortaya çıkmasını tetikler.
Bu nedenle cGP takviyesi, vücuttaki cGP seviyelerinin yeniden dengelenmesine yardımcı olur; böylece IGF-1 hormonunun işlevlerini — özellikle de güçlü bir dolaşım sistemini yeniden inşa etmesini — yerine getirmesini sağlar.